23 Ekim 2009 Cuma

LALE DEVRİ DAVASI

LALE DEVRİ DAVASI


zamanı ucundan tutmuş bekliyordum
sonunda gerçeğe dönüştü
bu körfez vapurundan da inmedi
kütüğe geçmemiş duruşma zaman aşımından düştü
bu davada hakim sendin
kıracaktın yalnızlık kalemini tam ortasından
dibinden bağırıyorum

tırmalarken kuyunun duvarlarını
gürültümü ben dışımda duyan yok
davam kan davası değil
bu dava Lale açan sevgi davasıydı
galiba yine aşık oldum hızlıdan
anlaşıldı gelmeyecek
kraliçe arı razıyken bal vermeye
diğer arı oğul örmedi beni kabullenmeye
kırılan hevesim tozlu raflara kalkacak
bu davayı da kaybettim
soyulmuş kaşıntılarla deri değiştiriyorum
terlemiş cebimden bir numara daha silinirken peçetesiz
saati almadan telaşla çıkmışım evden
beklerken geç olmuş
şimdi ağlamaya vaktim yok
bekleme salonundaki yolcu yolunda gerek
kaçamak adımlarımda dağılıyorum
bastığım yerler savaşmadan kazanan mayın gibi
her adımda bir parçam düşüp benden boşanıyor
arkamda şehit dul kalmış uzuvlar bırakıyorum
utancım gerilmiş dikenli tel gibi taaaaa sınır boylarında
kendimce kandırılmış emeklerim sınır dışı edildi
kendim heveslenmişim
o gelmeyince kendimi bitirmişim
biten Lale devri davasında
*
Serdar San İzmir , 26.08.2006


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder