2 Ekim 2009 Cuma

YOKLUĞUNUN ÖTEKİ ADIDIR ÖLÜM (GÜNCE YAZISI)

YOKLUĞUNUN ÖTEKİ ADIDIR ÖLÜM

Bir an tüketirsin, son nefesinin zorluğunu. Adım adım yaklaşırken, hayatla paylaştığın perdenin son zaferinde mağlubiyete uğramanın yansıması kalır geriye.
Sen hep yücesin.
Sen hep iyisin.
Sen hep sensin.
Seni sensizken yaşamak hayatla hüsran olmaktır. Kalıcı hasarlar oluşmadı ki sana sunduğum zihin sayfamda.
  Hep tertemiz bıraktın, kendin gibi. Çünkü sende temiz sayfalar oluştururdun zihninde. Nerede bir buruk yaşam hikayesi var, sen koşardın. Çünkü sen kırılgan hayallerin boynu bükük kalmasını yeğlemezdin.
Hani dört gün önce karşılaşmıştık ya seninle bizim sokakta. Yanında da biri vardı. Ben sana nasılsın demiştim. Sen ise iyi olduğunu söylemiştin. Ama neden yalan söyledin bana? Hiç yakışmadı senin gibi temiz sayfaları zihninde yer edinmiş bir yaşam sevdalısına.
Umutlar tükenmek istemedi sensizken tanrıya her yalvarışta. Ta ki son umuttan geriye kalan bir yaşam savaşından öte.
Bırakıp gittiğin hayatta sana sunulan sevgi tohumları bir bir ekildi. Çok sürmeden de filizlendi., boy boy oldu. Sen yoksun ama senin yokluğunun meyveleri şimdiden olgunlaştı.
Bahçe kokularıyla sinmiş bir sevdanın , yaşlanmış son ayrılığını yaptın sen. Varlığının olduğu yerde yokluğunu hiç aramadım. Ama artık varlığın , yokluğunla yer değişti. Yokluğunun olduğu yerde de varlığını hep aradım.
Yok olmak nedir ki ?
Acaba
ortadan kaybolmak mı?kendini yitirmek mi?
Ya da sevdiklerini kaybetmek mi?
Bence yok olmak tükenmişliktir.
Hani etrafı betondan yapılmış ve kenarları beş cm çentiklerle sıra boyu uzanmış bahçe duvarımız vardı ya içerisinde yem yeşil çimenlerle birkaç izmarit parçasının bulunduğu ve orta kısımda da kırmızı güllerin çapraz ateşleriyle büyülendiği yaprak dalları… hemen yanında da çam ağaçlarının sevgi dolu bakışları ve yine dal dal mis kokularıyla elma ağaçları, işte onlar da yok oldu sen gidince…
Hepsi savrulup gitti yani senin anlayacağın kendini yitirdi.
Ama korkma ben sana demiştim ya ! bence yok olmak tükenmişliktir diye. Onlarda bir süre tükendiler. Malum kışın sokak ortasında yaşam mücadelesi vermek zor. Onlarda yorgun düştüler yaşama aynı sen gibi. Çektiler kendini yemyeşil doğanın gizlenmiş odalarına. Onların yokluğu sen gibi değil. Biliyor musun? Çünkü onlar bahara hazırlık yapmak için gizlendiler. Daha iyi yetişmiş sevgilerini insanlara katabilmek ve tattırabilmek adına…
Geçen gün güneşin o muhteşem kızıllığı benim odamda belirdi. Yarı uykulu halimle kendimi apar topar balkona atıverdim. Çünkü her batan güneş yok oluşların göz göze geldiği bir sıcaklıktır. O sıcaklığı o kadar hissettim ki yüreğimde. Her sıcak yakış , sevgimin içine dökülüverdi damla damla. O sıcak sevgimle Kendimi hemen bahçeye attım. Çünkü paylaşmam lazımdı çam ağacıyla, mis kokulu elma ağacıyla ….
Ama unutuverdim işte. Onlarda yok olmuşlardı ya ! korkma!
Yakaladım ben onları hepsine verdim o sıcaklığı.
Sadece gizlenmişler. Hepside çok sevindi. Senden bana yansıyan o ateş sıcaklığını kendilerinde hissedince.
Acaba sen demi gizlendin?
Sende gül bahçesindekiler gibi dinlenmeye verdin kendini
Ne olur! Söyle bana ?
Tekrar geleceğini söyle .
Onların yokluğunun öteki adı daha iyi bir zenginlik için
Ya senin yokluğunun öteki adı ? ölüm.
ONURCAN AYDOĞMUŞ
ANKARA

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder