11 Kasım 2009 Çarşamba

Yesil Elbise - Hikaye‏

Yolda karsilastigimiza, ezan okunuyordu.
-Gel seni camiye götüreyim, dedim.
Bugün Cuma biliyorsun.Daha önceki tekliflerimi de reddettigi için:-Sen de benim camiye gitmedigimi biliyorsun, dedi.
-Biliyorum ama, dedim. Sebebini de merak ediyorum.
-Ne bileyim olmuyor iste, diye karsilik verdi. Belki cevrenin de tesiri var. Hem pantalonumun ütüsü bozulup dizleri asinir diye endise ediyorum.Ister istemez gülerek:



-Herhalde saka yapiyorsun, dedim. Bunun için cami terkedilir mi hiç?
-Ciddi söylüyorum, dedi. Giyimime ve özellikle "yesil" e çok düskün biri oldugumu bilirsin.Gerçekten de öyleydi. Giydigi birbirinden güzel elbiseleri mutlaka yesilin bir baska tonundan seçer ve hern zaman ütülü tutardi.
-Peki, dedim. Hayatinda hiç camiye gitmedin mi?-Çocukken dedemle birkaç kere gitmistim, diye cevap verdi. Fakat artik gidebilecegimi zannetmiyorum.Söyledikleri beni son derece sasirtmis ve bu konuyu açtigima pisman etmisti. Daha sonra el sikisip ayrildik...
Onunla konusmamizdan iki ay sonra, kendisinin camide oldugunu söylediler. Hemen gittim. Bahçedeki namaz saflarinin en önünde duruyordu ve üzerinde yine yesiller vardi.Yavasça yanina yaklastim ve kisik bir sesle:
-Hani, dedim. Camiye gelmeyecektin?Hiç sesini çikartmadi. Çünkü musalla tasinin üzerinde, yesil örtülü bir tabut içinde yatiyordu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder