12 Aralık 2009 Cumartesi

''BENİM ZAMANIMDA...''

^^Kalabalık insanların boy gösterdiği uzuncana bir caddede nokta kadardı yaşlı.Siyah şapkasına ve aynı renkteki paltosuna gül ağacından yapılmış baston eşlik ediyordu.Kambur duruşuyla itinalı davranıyor,bir kaplumbağa hararetinde adım atıyordu.Eskiyi günümüze getiren son temsilci edasıyla gururlu ve kararlıydı.Fakat bir hayaletten fazla ileri gitmiyor,gidemiyordu.İnsanların onu görmemesi olacak iş değildi,ancak kendisinin bu tavrı ve aldırış etmemesinin tek nedeni:''Son zamanlarımı iyi geçireyimcilikti.'' ^^



İstiklal caddesinde yürümek,bir mankenin podyumda yürümesi kadar şaşalıdır veyahut bir film festivalinde kırmızı halının üzerinden yürümek gibidir.İnsana baskı yapan bu algı,güzel abilerin ve güzel ablaların çokluğundan kaynaklanmaktadır.O podyum o kadar renklidir ki,kişi bukelamun olabilmektedir.(çoğu zaman madara bile olunur)Bir de bu vaziyetten bir haber ihtiyar vardır.O ise anıları düşünmekte;eski yapıları,hüznü,sevinci,saçlı ve genç halini anımsamaktadır.Mimari özelliğini korumuş olan eski yapılar;ihtiyarın o zor hareketiyle ona bakması,görünen kısmı değiştirmiş,ortalığı siyah beyaz a,ve sevdiceği ile tebessüm ettiği fotoğrafa dönüştürmüştür.Şipşak fotoğrafcının ısrarı;''E hadi çek bakalım!'' tavrı,''evet..çekiyorum..şıpss!'' şeklinde iftiharla sunulmuştur ''Buyur abi''.Sallanan kuşe kağıda fotoğraf verilirken yaşlı irkilir,kalabalık insandan bir adedi;elinde kağıt bulunan adam,yaşlıya çarpmış,ihtiyarı 30 yıl ileriye 2009'a atmıştır.Akmış gitmiştir yere düşen fotoğraflar,tek damla yaş;çatlamış ve kırışmış yanakta süzülür.Birkaç kola ayrılır.Soluklanır ihtiyar.Bu travma ona ağır gelmiştir.Kambur zorluğu çeken hareketler kolay olmamaktadır artık.İnsanları farkeder ihtiyar,çokluklarını.Ne zaman büyüdü İstanbul?Bu insanlar niçin buradalar ve nereye gidiyorlar?Halbuki 30 yıl önce böyle miydi İstanbul?Fotoğraf çekilen alanlarda tek tük kafa vardı.O tek tük kafalar ise boydan bakıldığında beyefendiler,hanımefendiler bulunurdu.Binbir nezaketli tutum ve giyimiyle...
İhtiyar,çözemedi bu nesli.Eski-yeni çatışması her zaman vardı;fotoğraflarda,tek tük kafalarda,eskilerde bile.İhtiyar ise hep haklı olarak yaşayacak,gururlanacaktı.Başparmak nasihatı şeklindeki tokatları ''benim zamanımda...''diye başlayacak ve ölene kadar devam edecekti.

5 yorum:

  1. gerçekten de yaşlı insanların anlattığı her kıyaslama "benim zamanımda" diye başlar, acaba biz nasıl yapacağız:)

    YanıtlaSil
  2. Osman bey,diyorum ki buradaki tüm yazarlar GENÇ KALEMLER adında bir kitap çıkarsın,tek kitap 15 yazar hoş olmaz mı?

    YanıtlaSil
  3. Erdem bey gerçekten de çok güzel bir fikir, ben diğer arkadaşlara da danışalım bişeyler ayarlayabilirsek çok güzel bir çalışma olacağına inanıyorum.

    görüşmek dileğiyle...

    YanıtlaSil
  4. Yaşlanmak zor olsa gerek...

    Her yaşın ayrı güzelliği var derler ama bence 50 den sonra güzellik felan kalmaz.

    saygılar.

    YanıtlaSil