30 Ocak 2010 Cumartesi

HALİT İLE EMİNE... EMİNE İLE HALİT...

BİR NİŞANIN HATIRLATTIKLARI
Tam bir yıl önce, Paris'te Mevlâna Camiinde cemaate seslenmiştim...
Aklı erenlere sormuştum önce:
Fransa'daki Türk toplumunun bir numaralı meselesi nedir sizce?..
Ortak cevap: Sarsılan evlilikler, aile bağlarının gevşemesi...
“Hocam, bu mevzuda gençleri aydınlatmamız, büyükleri de ikaz etmemiz lâzım...
Sen gençlerin dilinden anlarsın...
Onlara şöyle damardan girecek bir konuşma yap...”
Gerçi ben “Müslüm Baba” değildim amma, hatıra binaen tamam dedim...

27 Ocak 2009 Salı günü 93500 PANTIN Paris'te bulunan Fransa TÜRK FEDERASYON Genel Merkezi'nde heyecanlı bir yazı yazdım. 30 Ocak Cuma günü de aynı yazıyı Clichy Ülkü Ocağı Mevlâna Camiinde cemaate okudum. Gençlerden yazının fotokopisini isteyenler oldu. Sadece gençler değil, babalar, dedeler de “Allah razı olsun” dediler. Hele Adıyamanlı Hacı Mehmet Güçlü amcamızın, heyecanını, gözlerindeki minnet pırıltısını unutmam mümkün değildir. Alperen'in, Oğuzhan'ın dedesine yakışan asil ve vakur bir heyecan... O temiz, mümin yüreklere tercüman olabilmenin saadeti, sürûru gurbet yorgunluğumu unutturmuştu sanki...


DAĞILAN YUVALAR SÖNEN OCAKLAR, İÇİMİZİ KANATIYOR
“Korkma!. Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak!.
Sönmeden yurdumun üstünde en son OCAK!..”

İstiklâl Marşımız böyle başlar..

OCAK; yurttur, yuvadır...
OCAK; evdir, ailedir...
Aile de; toplumun çekirdeği, en küçük hücresidir..
Hücre bozulursa, topyekün vücut hastalanır.
Hücre dağılırsa beden ölür..
Ailenin çözülmesi de, toplumsal bağların gevşemesi demektir.

Son yıllarda, evlilik kurumu deprem geçiriyor..
Bu toplumun temellerini de sarsan bir deprem...

Evlilik, ciddî bir iştir..
Evlilik; emek ister, sorumluluk ister, fedakârlık ister..
Evlilik; bir yastıkta kocamak niyetiyle sözleşmektir..
Evlilik; hayatın yükünü karı-koca paylaşmaktır...
Evlilik; kendini eşine, evine, çocuklarına adamaktır..
Evlilik; sevinçleri ve acıları birlikte paylaşmaktan mutlu olmaktır..
Evlilik; sadece balayında değil, zehir ayında da sımsıkı kenetlenmek,
zorlukları, sıkıntıları da eşiyle beraber omuzlanmaktır..
Evlilik; menfaat ortaklığı üzerine tesis edilmez...
Evlilik; şirket, borsa, pazar değildir..
Evlilik; muhasebesi Allah huzurunda görülen kutsal birlikteliktir..
Evlilik; karı-koca olmanın lezzetini, huzurunu yüreğinde hissetmektir.
Evlilik; harama uçkur çözmemek, haramdan sakınmaktır..
Evlilik; rızkın da, şehvetin de helâlinden paylaşılmasıdır..
Evlilik; haram lokmadan sakınmak demektir.
Evlilik; ana baba olmanın saadetini yaşamak demektir..
Evlilik; Allah rızası için yapılır...
Evlilik; Peygamber Efendimizin çok önemli bir sünnetini,
Nebevî hayatı hayatımıza rehber edinmektir..
Evlilik; sabırdır, tahammüldür, irademizin imtihanıdır...
Evlilik; Müslümanlığımızı tamamlamak, ikmâl etmektir..

Evlilikte aile bir gaile, çocuklar çekilmez bir dert değildir...

Modern hayat; aileyi önce küçülttü, şimdi de tamamen dağıtıyor...
Yaratılış gayemiz; Müslümanların özde büyümesi, sayıda çoğalmasıdır..
Efendimiz, “Ben ümmetimin çokluğu ile övünürüm” buyurmuştur.

Şöyle bir etrafımıza ibretle bakalım:
Sönen ocaklar, dağılan yuvalar geleceğimizi karartıyor.
Bekâr gençler evlenmekten korkuyor..
Evlilik hakkında tereddütler çoğalıyor, çekingenlik artıyor..
Kendimize çeki-düzen vermeliyiz...
Evimize, ailemize, yurdumuza, yuvamıza sahip çıkalım..
Aile bağlarımızı güçlendirelim..
Gençlerimize, çocuklarımıza iyi örnek olalım..
Yuvalar dağılmasın, ocaklar sönmesin...
Bizi biz yapan değerlerimiz,
Namus ve ahlâk telâkkimiz unutulursa“Belhüm adal” oluruz..
Yani hayvandan da aşağı...
Hayvanlarda bile kendine mahsus bir aile hayatı varken,
İnsanların aile hayatını terketmesi ilkelliktir, gericiliktir...

Evlilik; namus, şeref ve haysiyetin koruma altına alındığı
Muhteşem bir saadet dairesidir.
Dünyanın neresinde olursa olsun;
Bu saadet dairesi dahilinde yaşamak boynumuzun borcudur.
Rabbim; hepimize saadet dairesi yıkılanlardan ders almayı nasip etsin!.

Bir insana en büyük beddua; “Odun ocağın sönsün” demektir..
Rabbim; odumuzu, ocağımızı söndürmesin!..
Rabbim; yuvalarımızı dağılmaktan korusun!..
Rabbim; hepimize, evlilik saadet dairesi içinde,Allah'a, vatana, millete bağlı,
Aydınlık kafalı, imanlı, ihlâslı nesiller yetiştirmeyi nasip etsin...
*****

Bu hatıramı canlandıran şey; bir yıl sonra, yine bir mübarek Cuma akşamı bir aile saadetine tanıklık etmemiz... Yeğenim Emine Altundal ile Halit Özkan nişanlandılar... İkisi de altın kalpli iki genç öğretmen... Ne kadar sevindiğimi anlatamam.. Çok şükür; televizyon, sinema, basın-yayın, internet bombardımanına rağmen, evlilik sorumluluğunu yüklenen gençlerimiz var...
Gençler bilsinler ki; temelleri sağlam atılmış bir aile sağlıklı bir nesil yetiştirecek en sağlam kale...
Gençler bilsinler ki; aile hayatının alternatifi yok... Nazım Hikmet'in annesiyle kırıştıran koca şair Yahya Kemal, evlenemediği, bir yuva kuramadığı için, onca şöhrete ve imkâna rağmen bedbaht yaşadı, bedbaht öldü...
Gençler bilsinler ki; evlilik sorumluluk almaktır. Biz Bucaklıca “Tuz torbasını boynuna geçirmek” demişiz...
Gençler bilsinler ki; bir evin idaresi küçük bir devlet yönetmekten farksızdır... Huzurlu bir ev idaresi sevgi, saygı, emek, fedakârlık ister...
Gençler bilsinler ki; evlenmeye niyetlenen, hayatın kaç köşe bucak olduğunu öğrenmeyi de göze alan cesur yüreklerdir... Bu cesaret alkışlanmaya, tebrike, tebcile değer...
Gençler bilsinler ki; aile bağlarımız cemiyetin, millet olarak istikbâlimizin, hattâ istiklâlimizin güvencesidir...


İlâhileri asırlardır gönüllerimizde çağlayan Koca Türkmen Derviş Yunus'un son menzile yaklaşınca “Bir göz yumup açmış gibi” kısa gördüğü uzun hayat yolculuğunun çok önemli bir durağı evlilik... Gözümüzü, gönlümüzü haramdan koruyan, sakındıran bir sığınak... Evliliğe hazırlanan gençlerin yüzündeki Kızılelma heyecanı bize gençliğimizi hatırlatıyor... Bir şekilde vadesi dolanlar, dünyayı terk ederken, nesilleri yeni evlenen çocuklar, torunlarla devam edecek... Ve bir gün gelecek, torunlar da anne, baba, dede, nine olacaklar... Bu devran böyle sürüp gidecek.. Taa ki kıyamete kadar...
Evliliğe ilk adımı atan gençlerimize dualarımızla, dileklerimizle, ihsan elimizle yardımcı olalım... Acımızı, sevincimizi ve maddî imkânlarımızı paylaşabilelim ki; Müslümanlığımız lâfta kalmasın...

Halit ile Emine...
Emine ile Halit...
Biz Emine'ye Emel de deriz...
Öyle söylesek de, böyle desek de; ikisi birbirine ne güzel yakışıverdi...
Aynı temiz toprağın kokusuyla, aynı temiz havanın rüzgarıyla büyüdüğümüz için mi, Allah öyle takdir ettiği için mi, sanki Halit de ocağımızda, kucağımızda büyümüş gibi sevdik, içimiz ısınıverdi...
Eminim ki oğlan tarafı da Emel Emine'miz için aynı duyguları paylaşıyordur...
Gençlere duamızdır:
“ALLAH sizi sevdiklerinize, sevdiklerinizi de size bağışlasın!..”

AVRUPA'DA YAŞANAN AİLEDE ÇÖZÜLME MESELESİ TÜRKİYE'DE DE AYNEN YAŞANIYOR...
AVRUPALILAŞIYORUZ YA GÜYA...
AVRUPALILAŞMA ÇABALARIMIZ ARTTIKÇA KENDİMİZDEN UZAKLAŞIYORUZ...
ÇAĞDAŞ UYGARLIĞIN HASTALIKLARI BİZE DE BULAŞIYOR...
AVRUPA'YA ÜSTÜNLÜĞÜMÜZ, HERŞEYE RAĞMEN AİLE MÜESSESEMİZ YAŞIYOR...
EKONOMİK ÇÖKÜNTÜYLE ATBAŞI GİDEN BİR AHLÂKİ YOZLAŞMA DA YAŞIYORUZ MAALESEF...
BU YOZLAŞMADAN EN FAZLA ETKİLENEN DE AİLE YAPIMIZ...
İMAN KAYNAKLARINI KURUTMAZSAK, AİLEMİZİ KORUYABİLİR, GÜÇLENDİREBİLİRİZ...
BİR AHLÂK İHTİLÂLİ GERÇEKLEŞTİREBİLİRSEK, EKONOMİ DE DÜZELİR, HUZUR DA GELİR, MUTLULUK DA...
GELENEKSEL KÜLTÜR MİRASIMIZI VE İNANÇ DEĞERLERİMİZİ ÇAĞIN DİLİYLE SESLENDİREBİLİRSEK, İNSANLIĞA HUZUR VE SAADET KAPILARINI AÇACAK GÖNÜL DEVRİMİ-AHLÂK İHTİLÂLİ NİYE ANADOLU'DAN BAŞLAMASIN?..
ÇOK FAZLA MI HAYALPERESTİM?..
OLSUN..
"iNSAN ALEMDE HAYÂL ETTİĞİ MÜDDETÇE YAŞAR..."

Hasan TÜLKAY 30 Ocak 2010 Cumartesi - ANTALYA
babaturk@mynet.com
hasantulkay@hotmail.com
http://hasanhocam.skyrock.com
http://hasanhoca.azbuz.com

2 yorum:

  1. öncelikle KESKİN KALEMLER ailesi adına gençlerimize ömür boyu mutluluk diliyorum. kesinlikle üzerinde durulması gereken bir konuya değindiğinize inanıyorum.

    YanıtlaSil
  2. Bugün hangimize ne kadar, ne ifade ediyor bilemiyorum ama kutlamak adettendir diyor ve tüm sevgiyi bilenlerin Sevgililer Gününü kutluyorum.
    Selam ve saygılar

    YanıtlaSil