8 Haziran 2010 Salı

BİZİM OĞLAN PARİS'TE!..

Ne yer, ne içer;
Nerde yatar, nasıl yaşar?
Ailesi bilmez…

Babası köy kahvesinde övünür:
“Bizim oğlan Paris’te…”

Çocuklar üç yıldır yüzünü görmedikleri
Babalarını umutla bekler:
“Benim babam Paris’te…
Gelirken bana bilgisayar da getirecek…
Çok paramız olacak…”

Durumu en doğru tahmin eden
Evin gelini, çocukların anasıdır:
Genç yaşta evli-dul kaldığına yansa da
“Çocuklarımın babasıdır
Zaar biraz para yapar döner” der, bekler..
“Ebedî gurbette kalıcı değil ya”

Halbuki “Bizim oğlan” işsizdir…
“Bizim oğlan” bir dilim ekmek parasına muhtaçtır..
“Bizim oğlan” açtır…
“Bizim oğlan” evsiz barksızdır…
“Bizim oğlan” önüne gelenden “5 Lira” borç ister…
“Bizim oğlan” mevsimine göre parklarda,
Ya da cami köşelerinde kaçak yaşar…

“Bizim oğlan” yolunu şaşırmıştır…
“Bizim oğlan” eline üç-beş Euro geçerse
Şarap içer, bira içer, kafayı çeker…
Ne hikmetse cebinde Marlboro paketi eksik olmaz…
Birisi mevlid okutsa da yemek verse diye
Cami önlerinde bekler durur…
Haysiyeti kırılmıştır…
Aşsız, işsiz, eşsiz gurbette sürünmekten
“Dengesi de bozulmuş”tur…

Halbuki işi olduğu günlerde de
Günlük kazandığını gecelik yemiştir
“Discoda barda gönlüm hovarda” zihniyetiyle…

Şimdi kriz vardır:
Bütün patronlar gözetim denetim altındadır…
En başta da Türkler…
İnşaat sektöründe Türkler epey ilerdeler…
Kaçak işçiler inşaatçıların ekmek teknesi sayılır…
Sigorta yok, günde on-oniki saat mesai…
Saat ücreti ucuz…
Fakat bu aralar bedava bile çalışsalar
Kimse “kaçak” çalıştırmıyor…
Sıkı yönetim, denetim, gözetim yüzünden..
Ağır cezalara çarptırılmak korkusundan…

Hal böyle olunca da
“Bizim oğlan” lar sokakta kaldı
Hayallerin, düşlerin, umutların şehri Paris’te
Umudunu, aklını, gururunu, izzeti nefsini de kaybetmiş olarak…

İsimleri Hasan’dır, Hüseyin’dir, Ali’dir,
İsmail’dir, Halil’dir.. Hiç fark etmez…
Neticede Anadolu çocukları, bizim evlatlarımız…
Madden ve manen tükenen, ahlâken biten gençlerimiz…

Çokça Orta Anadolu’dan ya da Doğu’dan gelmişlerdir…
Kars, Erzurum, Konya, Yozgat, Nevşehir, Kırşehir…

Kendi çektikleri yetmezmiş gibi
Devletin milletin haysiyeti de iki paralık olmaktadır
Kaçak turist (!)lerin yüzünden… ki
Ayrı, apayrı bir mevzudur ağlanması, düşünülmesi gereken…

“Bizim oğlan” a soruyorum:
“Bu perişanlık daha ne kadar sürecek
Dönmeyecek misin memlekete?..”
“Hocam, Pantin’de bir yer var, kaçaklara yardım eden…
Oraya müracaat ettim,
Hem uçak biletimi alacaklar
Hem de 2.000 Lira (Euro) vereceklermiş…
Hiç olmazsa eli boş dönmeyeyim
El aleme karşı…”

Avrupa’da bizi de doğrudan ilgilendiren
Böyle onlarca, yüzlerce, belki de binlerce
Haysiyet kırıcı umutsuz vak’a yaşanıyor…

“Bizim oğlan”ın yakınlarına sorarsanız:
“Bizim oğlan Paris’te çalışıyor!..”
“Bizim oğlan Paris’te yaşıyor!..”

Hasan TÜLKAY 20 Mayıs 2010 Perşembe – PARİS (93220 GAGNY)
babaturk@mynet.com hasantulkay@hotmail.com http://hasanhoca.azbuz.com http://hasanhocam.skyrock.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder