1 Ekim 2010 Cuma

*Sunt lacrimae errum



Bir şey farkettim,
ben hüznü seviyorum.
Alışkanlık mı diye düşündüm,
yıllardır birbirimizden ayrılmamış olmanın getirdiği...
Yok apacık seviyorum ben hüznü.
Daha yaratıcı oluyorum hüzünlüyken,
daha iyi düşünüyorum sanki...
Aslında güneşten alırım ben yaşama enerjimi ama...
Hani rengarenk yaprakların serildiği,
üşütmeyen, ürpetmeyen bir serinliğin olduğu,
gri bir gök yüzünün, yarı çıplak ağaç dallarının arasından yüzünü gösterdiği
bir patikada yürümek de
karşı konulamaz bir huzur veriyor bana...

*Mutsuzluklarımız için gözyaşlarımız vardır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder