30 Ocak 2011 Pazar

MERHABA

   "Merhaba" dedi kurşun kalem, "merhaba" diye karşılık verdi bir diğeri. "Çok keskin sözler" bunlar diye araya girdi dolma kalem, kurşun kalemler anlamadı; çünkü kimse henüz başlamamıştı yazmaya. "hangisi sivri olan" diye sormayı bir tek tükenmez kalem akıl etti ya da diğerlerinden daha cesurdu. "siz 'merhaba' nedir ve ne anlama gelir bilir misiniz ki, böyle herhangi bir kelime gibi lafa girersiniz" hepsi birbirine baktı; sonuçta bir merhabaydı, daha ötesi olamazdı.
   Dolma kalem miadını doldurmuş, yaşlı ve eski bir üyeyiydi aralarında, bu yüzden kimse kulak asmadı ona. Bir merhaba işte, ne olabilir ki daha fazla diye düşündüler, sustular; dolmakalem de sustu ama kafasını şöyle bir sağa sola salladı. Biliyordu ki, bilmiyorlardı merhaba ne anlamdaydı ama dinlemeye dahi niyetleri yoktu, onlar hala kendi etkinliklerinin dahi farkında değillerdi; dolma kalem çok kurşun kalemin gelip gittiğini görmüştü ve hepsini görecek kadar da uzun ömürlüydü. Belli ki bunlarda tükenecekti; "yazık, çok yazık" dedi, neden ve neye üzüldüğünü diğerleri bilmedi.

1 yorum: